Bu içerik ne John Wick hakkında ne de burada anlatıldığı kadar kolay bir süreç. Hayatını yoluna sokmak zorlu, uzun ve buradaki kelimelerin zihnimizde çağrıştırdığı gibi kolay, hemen olabilecek bir şey değil.
Yakın dönemde Reddit’te okuduğum bir hikaye üzerinden mini bir özet çıkardım.
Bir adam 32 yaşında dibe vurmuş, parasız, boşanmış, her şeye öfkeli, kirasını bile ödeyemez haldeymiş.
Bir süre sonra evli, mutlu, kendi işinin sahibi, sağlıklı ve fit bir hale gelmiş.
Formülüyse özetle sistemler üzerine düşünmekmiş.
4 adımı var.
İlk adım: Daha iyi bir hayatın mümkün olduğunu gerçekten fark etmek
Her şeyin kötü gittiği o dönemde bile, daha iyi bir hayatın mümkün olduğuna inanmış ve bir hayat amacı oluşturmuş: Erken emeklilik ve finansal özgürlük.
Kararlarını daha iyi bir hayat için almaya başlamış.
İkinci adım: Kendine bir soru sormak. “Ne için yaşıyorum?”
Hayatının kayıp gitmesini izlemek istememiş. Karar almış ve kendi mutluluğunu, sağlığını ve huzurunu ön plana koymuş.
Sağlık, servet ve mutluluğu ayrı şeyler değil, birbirine bağlı bir sistem olarak görmeye başlamış.
Üçüncü adım: Ağırlıklardan kurtulmak.
Çoğumuzun yaşadığı gibi, dış dünya onu aşağı çekiyormuş. Eski alışkanlıklarını ve çevresindeki olumsuzlukları fark etmiş. Hayatını negatif etkileyen, enerji sömüren insanları ve alışkanlıkları çıkarmaya başlamış. Hepsinden vazgeçmiş.
Dördüncü adım: Küçük zaferler
Kendini küçük küçük ama sürekli değişimlere adamış.Her gün ufak da olsa, hedeflerine bir adım daha yaklaşmaya çalışmış. Ne zaman zorlansa, bu küçük adımların onu ileri taşıyacağını hatırlamış; devam etmiş.
Bu süreç yıllar almış, hiçbir şey de bunun gibi bir tweet’te yazıldığı kadar veya ortamlarda anlatıldığı kadar kolay olmamış. Ama her gün, kendi mutluluğu ve sağlığı için verdiği mücadele onu bugünkü güçlü, huzurlu ve mutlu adama dönüştürmüş; hayata yeniden sarılmış.
Bu tarz içerikler için anasayfadan e-posta abonesi olabilirsiniz.