Az çalışarak refahlı ve mutlu olmak

0 Shares
0
0
0

Öncelikle belirtlemeliyim ki bu yazıda ümit satmıyor veya herhangi bir iş modeli anlatarak size kurs satmaya çalışmıyorum. Derin anlamlarıyla refah ve mutluluğu hiç tartışmıyorum – ki buna yetecek felsefi birikimim de yok.

Bu, bir dönem yakından takip ettiğim bir podcast üreticisinin kendince bulduğu bir formül. Kendi hayatında bunu yapabilmiş, bu nedenle paylaşmaya değer. Başlık 4 saatte çalışma gibi görünse de bu 4 saate ulaşabilmek için epey çalışmak gerekiyor.

Bahsettiğim kişi Tim Ferriss, dünyanın en çok dinlenen podcastlerinden birini yapıyor.

Formülümüz DEAL veya DELA.

Ferriss 2004 yılına kadar çok çalışıyormuş, çok yorgunmuş. O dönemde Dünya’yı gezmeye karar vermiş. Bu gezide nerede olursa olsun para kazanabileceğini fark etmiş.

Haftada 4 saat çalışarak rahat bir hayat yaşamak isteyenler için 4 aşamadan oluşan bir formül oluşturmuş: DEAL. Bir ara not olarak: Bunun bir de kitabını çıkarmış, 4 Saatlik Hafta ismiyle Türkçesi de bulunuyor.

DEAL’ın her harfi bir kelimeyi anlatıyor:

  • Definition
  • Elimination
  • Automation
  • Liberation

Anlatırken formülü DEAL’dan DELA’ya dönüştüreceğiz aynı zamanda.

1. Adım Definition

Formülün ilk adımı olan Definition ile başlayalım.

Refahlı yaşamayı ve mutluluğu yeniden tanımlamak.

Milyoner gibi yaşamak için bankada milyon dolarların olmasına gerek yok, diyor.

Refah aktiviteler, bir şeyleri yapma gücüyle alakalı. Bu da özgürlük ve boş zamanla alakalı diyor.

Peki mutluluk?

Mutluluğun tam zıttının can sıkıntısı olduğunu söylüyor. Bu yüzden mutluluğun tanımı olarak da heyecan kelimesini kullanıyor. İnsan heyecan duyduğu şeyleri yaparken mutludur, diyor.

Kırları bayırları gezmek dolaşmak, arkadaşlarınla vakit geçirmek, uçaktan atlamak, artık sizi ne heyecanlandırıyorsa… bunları yapmanın mutluluk olduğunu söylüyor.

Refah ve mutluluğun bizim için tanımı netleştirdikten sonra “elemination” adımı geliyor. Bir şeyleri hayatımızdan çıkartacağız.

2. Adım Elemination

Ferriss burada 80/20 kuralını gündeme getiriyor. Pareto ilkesine göre yapılan işlerine %80’i, %20’lik bir kaynaktan gelir. Biraz daha görüşü bozarsak yapılan işlerin %80’i aslında o kadar da önemli değildir. Bu söz tehlikeli yerlere de gidebilir tabii ama şimdilik kabul ederek devam edelim.

Konuya dönersek sizi kişisel hedeflerinize götürmeyen şeyleri sıra sıra elemenizi öneriyor. Peki bunları nasıl eleyeceğiz?

Yapılacaklar listesini açıp her maddeye tek tek şunu sorarak eleme yapabiliriz: “Bugün tamamladığım tek görev bu görev olsa mutlu olur muyum?” Cevap hayır ise eleme zamanı!

Email’lerde bile elemeler yapıp zaman kazanmayı öneriyor.

Buraya kadar formül şu işlere yaradı:

  • Hedeflerinizi belirlediniz
  • Zenginlik hedefini daha fazla özgürlük ve daha fazla boş zamana sahip olma hedefiyle, mutluluk hedefini de heyecan hedefiyle değiştirdiniz
  • Ve e-posta alışkanlıklarınızdan başlayarak zaman alan bazı etkinlikleri ortadan kaldırdınız.

E peki başkasının işinde çalışıyorsam nasıl olacak?

Eğer başkasının işini yapıyorsanız bundan sonraki maddeler maalesef işinize yaramayacak. Ancak bir çalışansanız, doğrudan bir sonraki madde olan otomasyona geçemezsiniz. Bu nedenle Liberation olan 4. maddeyi bir önceki maddeye almamız gerekiyor. Eğer kendi işinizi yapıyorsanız bir aşağıdaki maddeyi en son okumalısınız.

3. veya 4. Adım: Liberation

Formülün DEAL formülünden daha az akılda kalan DELA formülü haline gelmesi için, çalışanların öncelikle kendilerini ofisten kurtarmaları gerekiyor. Tam da burada DEAL formülü DELA’ya dönüyor.

Belki özgürleşme kısmında şöyle bir şey olabilir tabii:

  • Şirkete verdiğiniz değeri artırın
  • Uzaktan çalışırken artan çıktıyı kanıtlayın
  • İşletmenin faydasını ölçün
  • Deneme süresi önerin
  • Uzaktan çalıştığınız süreyi genişletin

Bir ara hikaye: Sherwood’un kendine zaman yaratması

Kahramanımız Sherwood yan iş olarak eBay’da denizci gömleği satıyor. Buna daha fazla vakit ayırmak için de bir şeyler yapıyor.

Önceliği kendiniz vazgeçilmez kılmak oluyor. Yani daha fazla özgür olabilmek için daha fazla çalışıp öne çıkması gerekiyor. Ne kadar değerliyse evden çalışmaya o kadar yaklaşacak.

Bu dönemde küçük bir test yapıyor ve salı ve çarşamba günleri hasta olduğunu ve evden çalışacağını söylüyor. Bu dönemde de ne kadar iş yaptığını takip ediyor, ofisteki tüm dikkat dağınıklıklarından kurtulduğu için yaptığı işin 2 katına çıktığını ölçülebilir bir şekilde gösteriyor.

Sonra evden çalışmanın patronuna nasıl fayda sağladığını gösteren bir rapor veya teklif oluşturuyor ve gönderiyor. Teklif kabul ediliyor ve artık Sherwood istediği her yerden çalışabilecek duruma geliyor.

Türkiye’de bunun nasıl çalışacağına dair soru işaretleriniz varsa başka soruları gündeme getirmek daha iyi olabilir.

3. veya 4. Adım: Automation

Burada yan iş olarak yaptığınız işi büyütme aşamasına geçiyoruz. Başlangıçta çok daha az çalışacağını bir yapı kurmalısınız.

Örneğin bir YouTube kanalınız varsa çekimleri ve video düzenlemek için biriyle çalışmaya başlayabilirsiniz.

Siz olmadan da büyüyebilecek bir yapı kurmanız gerekiyor. Burada da yaptığınız YouTube prodüksiyonunu markalara satmaya çalışacak ve işler almaya başlayacaksınız. Alınan işlerin ardından bir satışçı bulduğunuzda tamamdır! Artık size gerek olmadan çalışan bir prodüksiyon şirketiniz var.

İnsanlara para verme konusunda vizyonu açmak için şöyle düşünebilirsiniz:

Dolar üzerinden gidelim. Diyelim ki şu anda saatte 25 dolar kazanıyorsunuz ve uygun bir asistanın ücreti 30 dolar. Bu, asistanın devraldığı her bir saatlik çalışma için size efektif maliyetiniz 5$.

Bahsettiğim Sherwood’un işinden gidersek bir asistan tutup bu satışları onunla birlikte yapabilirsiniz.

Temel bir yanılgıyı düzeltmek için belirtmeliyim ki, bu formüldeki amaç kesinlikle girişimci olmak değil, siz olmadan da çalışan bir sistem yaratmak. Strateji toplantıları gibi işlere karışmanıza gerek kalmayacak bir yapı kurabilmek.

Mesela Johanna adında bir yoga öğretmeninin de bu konudaki girişiminden bahsediyor Tim Ferris. Yoga kursuna sıklıkla gelmeye başlayan dağcılar olduğunu fark ediyor Johanna ve biraz araştırdıktan sonra sadece dağcılara özel bir yoga DVD’si hazırlıyor. Bir site açıyor hem Google reklamlarından para kazanıyor hem de DVD’yi satıyor. Bu iş için harcadığı 250 doları henüz ilk haftasında geri alıyor.

Tim Ferriss yan iş olarak bir iş yapmak isteyeceklere şunları öneriyor:

  1. Ürünü basit cümleyle özetlemelisiniz: iPod için en başta yapıldığı gibi, “1000 şarkı cebinizde” gibi.
  2. Müşterileri basitliğe alıştırın. Renkler ve tasarımlar arasında seçim yapmak zorunda kalmamalı. Ürün basit olmalı.
  3. Ürünün ortalama fiyatının 50 dolar ile 200 dolar arasında olmalı. Ürününüzü pahalı olarak satmalısınız ki ucuz, kalitesiz imajı olmamalı. Bu da kar marjını artıracak.
  4. Son olaraksa ürün sağlam bir söz vermeli. Dominos örneğin, 30 dakikada siparişin kapında gibi.

Umuyorum buradaki formül, düşünce yapısı daha mutlu ve refahlı yaşama konusunda ufak da olsa yeni kapılar açacak düşünceleri getirmiştir.

0 Shares
Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *