Daha hızlı öğrenmek için neler yapılmalı?
Daha basit yollardan karmaşık konuları öğrenebilirsiniz.
Daha hızlı öğrenmek için tekrar tekrar okumak veya altını çizmek işe yaramaz. Çok daha basit yollardan karmaşık konuları öğrenebilirsiniz.
Beynimizin istediği şekilde öğrenmiyoruz. Okuduğun şeyin altını çizmek veya tekrar tekrar aynı metinleri okumak aslında öğrenmenizi kolaylaştırmıyor. Çok basit şeyler yaparak zor konuları bile rahatlıkla öğrenebiliriz.
Bu içeriğin video versiyonu için:
Girişte bahsettiğim öğrenirken yapılan hatalarla başlayalım.
Öğrenmeye çalıştığınız konuyla ilgili bir metin ile boğuştuğunuzu düşünelim. Klasik bir öğrenci bu metnin önemli gördüğü yerlerinin altını çizer, aynı metni tekrar tekrar okur. Bir de üzerine sınav günü okuya okuya sabahlar. Bu metodlar öğrenmenin en verimli yolları değildir ve genelde sadece zaman kaybıdır.
Bir metnin altını çizmek veya onu tekrar tekrar okumak sanıldığı kadar öğrenmeye yaramaz. Hep aynı yerlerde dönüp dolaşıp öğrenme illüzyonuna kapılmanıza neden olur.
Tekrar tekrar okuyarak metne daha aşina olursunuz, metnin verdiği bilgileri daha iyi anlamazsınız.
Peki daha hızlı öğrenmek için ne yapmak gerekir?
Önce şunu bilmek gerek. Beynimiz bilgileri hatırlamaya çalışırken de öğrenmeye devam eder. Yani sınava girmek, test çözmek, hatırlamaya çalışmak gibi aktiviteler de öğrenmenin bir parçasıdır.
O zaman öğrenmek istediğiniz konuyla ilgili bir şeyler okuduktan sonra kendine sorular sormak daha iyi bir çözümdür. Yani okuduğunuz, izlediğiniz şeyden sonra kendinize konuyla ilgili sorular sorun, mümkünse mini sınavlar yapın. Daha iyi öğreneceksiniz.
Ayrıca bu soruları cevaplandırmaya çalışmak hem neyi bilip neyi bilmediğinizi de gösterir. Yani odaklanmanız gereken alanları da görmüş olursunuz. Cevap veremediğiniz soruların cevaplarına yeniden dönüp oraları öğrenmeniz gerektiğini fark edersiniz. Sonra oraları yeniden öğrenip yine kendi kendine soru cevaplarla öğrenmeye devam edebilirsiniz.
Şimdi konuyu biraz daha karmaşıklaştıralım. İnsan bir bağlam içinde öğrenir ve ilişkisellik kurar. Bir konuyu öğrenirken koca bir denizin içinde küçük bir yeri öğreniyorsunuz aslında. Bu konuları tamamen öğrenmeden farklı konuları öğrenmeye başlamak bu bahsettiğim bağlamı geliştiriyor ve ilişkisellik kurdurmaya başlıyor. Çünkü birbirine dokunabilecek birden fazla bilgiye sahip oluyorsunuz. Yani bir konuda bir şeyler öğrenirken, ona ek yeni şeyler de öğrenmeye başlayınca ikisi de daha net anlaşılıyor. Bu da daha iyi öğrenmenizi sağlıyor.
Somut örneklerle anlatmak gerekirse şöyle diyebiliriz: matematik formüllerini öğrenmeye çalışırken bir formüle takılı kalmayıp sıra sıra hepsinin bir üzerinden geçmek, her bir formülü iyi anlamanızı sağlayacak. Farklı farklı konulara geçmekten çekinmemek gerek.
Konuyu biraz daha ileri götürelim. Öğrenilen şeyin gerçek hayatta karşılığını düşünmek öğrenmeyi kolaylaştırır. Bu genelde fizik derslerine olabilir. Hareket kanunlarını öğrenirken, bu kanunların bir topun nasıl sektiği veya bir arabanın nasıl hızlandığı açıkladığını düşünmek hareket kanunlarını anlamayı kolaylaştırır.
Öğrendiğiniz konunun gerçek hayatla hiçbir bağlantısı olmasa bile gerçek hayatta bu konuyu birine öğretiyormuş gibi düşünmek de değerli. Bir arkadaşına bu konuyu nasıl anlatacağını düşünüp ona göre aklında tutarsan konuyu daha iyi anlarsın. Çünkü artık konunun gerçek dünyada bir karşılığı vardır.
Öğrendiklerimizi nasıl uzun süre aklımızda tutacağız?
Bugün öğrendik ve aylar sonra belki de yıllar sonra bu konu nasıl aklımızda kalacak? Bunun için de çok basit bilimsel bir metod var.
Öğrenmeyi belirli aralıklarla tekrar etmek gerek. 10 gün sonraki bir sınav için bugün çalışmak, 2 gün sonra çalışmak ve 7 gün sonra çalışmak daha iyi öğrenmemizi sağlayacak. Çünkü her defasında hem bilgileri tazeleyeceğiz hem de üzerine eklemeler yapacağız.
İlk metodla birleştirilince, yani öğrenilen konu hiçbir kaynağa bakmadan tekrarlanmaya başlayınca daha akılda kalıcı olacak.